<center>![Morpheus-Network.png](https://steemitimages.com/DQmWvkX9ujpS6FrKYWg5U7jGnmSCNYPa6UoLidZnq5dXtCE/Morpheus-Network.png)</center>
Bu yazımın ana konusu ticaret. Her gün, katrilyonlarca paranın el değiştirmesi, alış, satış, takas, kredi, borç darken ticaret artık günümüzün vazgeçilmezi. Bilinen ilk ticaret millattan önce 2000’li yıllara, yani neredeyse 4000 yıl öncesine dayanıyor. Sümerliler ilk ticareti yapan kavim olarak tarih kitaplarında yer alıyor. Sonrasında konu biraz daha ilerliyor ve ticaret merkezlerine dönüşüyor. O da çok kolay tahmin edebileceğiniz üzere, şuanda Türkiye sınırlarında çok kritik bir yere denk geliyor : Kayseri. Evet, Kayseri, dünya tarihinin ticaretteki en kritik yerlerinden biri. “Karum” denilen merkez ilk kez burada kuruluyor ve ticaret yapılmaya başlanıyor. Şuanda da ülkemizin en ciddi ticaret hacmine sahip şehirlerinden bir tanesi olmaya devam ediyor.



Teknolojinin gelişiminden önce, ticaret yapmak tabii ki de çok limitliydi. Ülkeler arası bir çöp parçasını bile transfer edemiyorken, var olan halka ürün/mal satmaya çalışmak, ortadaki pastadan bir dilim almaya çalışmak, müthiş bir mücadele gerektiriyordu. Ekmek aslanın ağzında deyimi tam manasıyla herkesin hayatındaydı. Sonrasında ülkeler arasındaki ticari kanallar açıldı, ithalat ve ihracat yolları açıldı. Ülkemiz için bu yollar hep sancılı oldu, özellikle regülasyonlar sebebiyle çok uzunca bir süre Türk tüccarlar sıkıntılar yaşadı. Bu sırada, regülasyonu olmayan ve sınırlarını açan ülkeler fazlasıyla kazandı. Şuanda bile yurtdışından bir şey getirmeye kalktığınızda (hammadde bile olsa) çok ciddi bir yük altına giriyorsunuz, o zaman da yaptığınız işin maliyeti artıyor ve satış anlamında sıkıntılar yaşıyorsunuz. Bunların üstüne binen özel tüketim vergileri, katma değer vergileri ve diğer öngörülemeyen giderleri toparladığınızda rakam iyice şişiyor. Bu da aslında ticaret yapmaktan insanı soğutan temel sebeplerden biri haline geliyor. Ticareti yaparken malın değerinden daha da önemlisi, onu belirleyen faktörler. Stok maliyeti, yedek parça maliyeti, siparişlerin geliş süresinin süreçte yarattığı maliyetler (beklemenin ve üretimi bekletmenin de çok ciddi bir maliyeti var bunu unutmamak gerek), işçilerin maliyeti; tüm bu ticarette dönen rakamın içinde farkedilmeyen rakamları oluşturuyor.

 

Bugün sizlerle tüm bu ticaret sisteminin kurallarını baştan yazacak bir platformun, projenin detaylarını paylaşacağım. https://morpheus.network (Matrix filmini izleyenler bilir, isim zaten yeterince ilgi çekici), ithalat ve ihracatın sınırlarının kalktığı günümüz ticaret dünyasında, sistemin çok daha hızlı ilerlemesi için bir arayüz yaratıyor. Temelde amaç, dünyanın bir ucundaki şirketin biten stoklarını karşılamak için, diğer ülkelerdeki stok sahipleriyle / üreticilerle iletişimde nasıl bir rota izleyeceğini göstermek ve ona nasıl avantaj sağlayabileceğini göstererek, çok basit bir şekilde destek olmak.

 

Global ticaretin değişmeyen gerçeği kontratların hazırlanması, ülkelere ait birbirinden farklı dinamikteki regülasyonlar ve hepsinden önemlisi her bir transfer aşamasında parça parça azalan paralar ve göz göre göre kaybedilen paralar. Tüm bunlar ticareti yapanlar için büyük bir sıkıntı oluşturmakla kalmıyor, dünya ekonomisinin hanesine eksi rakam olarak yansıyor. Yani siz TL işlem yapmak istiyorsunuz ama arada komisyonlar, döviz kuru farklılıkları oluşunca para değerini kaybediyor. Mopheus Network ise tokenlarını kendi arayüzünde kullandırarak, tüm bu kayıpları önlemenizi sağlıyor. Yani nereye ne kadarlık bir rakam yollayacağınız zaten önceden tüm diğer giderleri de göz önünde bulundurularak belirlenmiş oluyor; risk almamış oluyorsunuz.

 

Proje özellikle global pazardaki büyük marketlerin dahil olduğu ticaret ağları için bir avantaj sağlayabilir gibi duruyor. Bundan faydalanmak isteyen üretici devletler sisteme dahil olursa sonuçlar enteresan yerlere gidebilir. Son olarak unutmadan, eski dhl ceo'su Roger Crook'un bu projenin danışmanları arasında yer aldığını da belirtelim.

Website: https://morpheus.network