Oludeniz (or 'dead sea' or 'calm sea') takes its name from Turkish legend. In Medieval times, many Greek-bound Syrian and Egyptian ships used to pass by Oludeniz and take on board fresh water. According to legend, one of the handsome sons of an old captain and a gorgeous girl called Belcekiz fell in love as the son was on land to get drink water. However, the boy had to get the drinking water and return to his father's ship. Though the ship sailed away, Belcekiz watched for her lover to return. Each time the boy came to get water they saw each other and made love. One day, a storm blew up. The son told his father that he knew of a cove to shelter that was as still as a pool. The old father thought the son's suggestion came from his desire to see his lover and that he didn't care whether the ship sank or not. As the waves grew higher and the ship was about to crash onto the rocks, the father hit his son with an oar and he fell into the sea. After a while, the father found himself in an extremely still cove. He understood that his son was right but it was too late. His son's dead body was found on the rocks. Belcekiz, seeing that her lover was dead, committed suicide by jumping onto the rocks. From that day on the place she jumped from was named as Belcekiz and the place the boy died were named as Oludeniz (Dead Sea). Maybe the colours of the water that keep changing are fires of mourning, one for the boy and one for the girl.
Efsaneye göre, eski çağlarda Fethiye'den geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın genç ve yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel mi güzel Belcekız'ı görmüş. Görür görmez de vurulmuş. Kızın yüreğine de ateş düşmüş. Fakat delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız o tarihten sonra hep kıyıyı ve sevdiğini beklemiş. Delikanlı da geminin tekrar bu koydan geçmesini…
Her geçişte su almaya gelirmiş. Gide gele sevdalanmış olan gençler hasretle bir gün gemi koydan geçerken fırtına patlamış. Genç, babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söylemiş. Fakat babası oğlunun sevgilisini görmek uğruna gemiyi parçalamayı göze aldığını sanmış. Dalgalarla birlikte kavga da büyümüş ve baba, gemi tam kayalıklara çarpacakken, bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümenin yanına gitmiş. Daha sonra çarşaf gibi koyu görmüş. Oğlu oracıkta, kayalıklarda can vermiş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kendini kayalardan atıp intihar etmiş. İşte o gün bu gündür kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere ise Ölüdeniz denmiş…
